Katarakt ameliyatı sonrası ağır görme kaybı ile başvuran akut endoftalmilerde görme prognozu

Amaç: Katarakt ameliyatı sonrasında gelişen ve ağır görme kaybı (yalnızca ışık hissi) ile kliniğimize başvuran akut endoftalmi olgularına uygulanan tedaviler ve risk faktörlerinin görme prognozuna etkilerinin incelenmesi. Gereç ve Yöntem: Ağustos 2002-Mayıs 2005 tarihleri arasında endoftalmi nedeniy...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Published in:Retina-vitreus Vol. 14; no. 1; pp. 37 - 40
Main Authors: ALP, Mehmet Numan, KURAL, Gülcan, ARIKAN, Özge, DEMİR, Nihal, YARANGÜMELİ, Alper
Format: Journal Article
Language:Turkish
Published: Gazi Göz Vakfı 2006
Subjects:
Online Access:Get full text
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Amaç: Katarakt ameliyatı sonrasında gelişen ve ağır görme kaybı (yalnızca ışık hissi) ile kliniğimize başvuran akut endoftalmi olgularına uygulanan tedaviler ve risk faktörlerinin görme prognozuna etkilerinin incelenmesi. Gereç ve Yöntem: Ağustos 2002-Mayıs 2005 tarihleri arasında endoftalmi nedeniyle kliniğimizde tedavi edilen 31 hastanın tıbbi kayıtları geriye dönük olarak incelendi. Katarakt cerrahisi dışındaki nedenlerle endoftalmi gelişen, ilk başvurusunda ışık hissi olmayan veya ışık hissinden daha iyi görme keskinliği olan, uyum sorunları nedeniyle görme keskinliği saptanamayan ve tedavi sonrası üç aydan kısa takip süresi olan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Dokuzu kliniğimizde, altısı dış merkezlerde ameliyat edilen ve çalışma kriterlerine uyan 15 hastaya (erkek/kadın:8/7) ait demografik özellikler, sistemik ve oküler risk faktörleri, uygulanan ameliyatının tipi ve tedaviler ile sonuç görme seviyesi arasındaki ilişkiler incelendi. Bulgular: Hastaların median yaşı 65 (23-82) yıldı. Tüm hastalar hastaneye yatırılarak intravitreal kültürleri alındıktan sonra, Endoftalmi Vitrektomi Çalışması tarafından önerilen protokole uygun olarak topikal, intravitreal ve sistemik ilaçlarla tedavi edilmişti. Erken dönemde hiçbir olguya vitrektomi uygulanmamıştı. Hiçbir olgunun kültüründe üreme saptanmamıştı. Eşlik eden oküler patoloji olarak beş hastada (%33.3) nazolakrimal kanal (NLK) tıkanıklığı saptanmıştı. Çalışma döneminde kliniğimizde ameliyat olmuş olgulardan endoftalmi gelişenlerde NLK tıkanıklığı insidansı (%44.4), gelişmeyenlere (%1.8) göre anlamlı olarak yüksek bulundu (p=0.033). Kliniğe başvuru anında tüm hastaların görme keskinliği yalnızca ışık hissi düzeyindeydi. Tedavi sonrasında beş hastada (%33.3) görme keskinliğinde >=;1 Snellen sırası artış oldu. Bu hastaların dördünde (%26.7) sonuç görme ≥0.2, iki hastada ise (%13.3) ≥0.5 idi. Cinsiyet, ameliyat tipi, arka kapsül yırtığı, lateralizasyon ve prodromun görme prognozuna anlamlı etkisi saptanmadı. Sonuç: Katarakt ameliyatına bağlı akut endoftalmilerde başvuru anındaki ağır görme kaybı, görme prognozunu olumsuz olarak etkilese de topikal, intravitreal ve sistemik tedaviye ek olarak erken dönemde uygulanacak vitrektomi ile tatminkar sonuçlar alınabilir. Purpose: To determine the effects of treatment modalities and risk factors on visual prognosis in patients presenting with severe visual loss (only light perception) related to acute endophthalmitis following cataract surgery. Materials and Methods: The records of 31 patients who were treated with a diagnosis of endophthalmitis between August 2002 and May 2005 have been retrospectively reviewed. Those cases who had an etiology of endophthalmitis other than cataract surgery, no light perception or a visual acuity (VA) better than light perception at initial presentation, difficulty in determining VA, and a follow-up period less than 3 months were excluded from the study. The relations between visual outcome and demographic features, systemic and ocular risk factors, type of cataract surgery, and treatment modality were examined according to data obtained from a total of 15 eligible patients (8 male, 7 female), of whom 9 were operated in our clinic and 6 were referred from other clinics. Results: Median age was 65 (23-82) years. After being hospitalized, a process of vitreous sampling for culture and a treatment protocol of topical, intravitreal, and systemic drugs as proposed by Endophthalmitis Vitrectomy Study were immediately initiated for all patients. Immediate pars plana vitrectomy (PPV) was not performed in the management of endophthalmitis. None of the patients were culture positive. Five out of 15 patients (33.3%) have had nasolacrimal canal (NC) obstruction as an ocular risk factor. Among patients who underwent cataract surgery in our clinic during the study period, the rate of NC obstruction was found to be statistically significantly higher in those who developed endophthalmitis (44.4%), than those who do not (1.8%) (p=0.033). Final VA was found to be increased an amount of >=;1 Snellen line in 5 patients (33.3%). Of those, final VA was found to be ≥0.2 in 4 patients (26.7%) and, ≥0.5 in 2 patients (13.3%). Gender, type of cataract surgery, posterior capsule rupture, side of operated eye, and prodromal period did not appear to have a significant effect on final VA. Conclusion: Although severe visual loss at initial presentation in patients with acute endophthalmitis after cataract surgery appears to result in a poor visual outcome, addition of immediate PPV to other treatment modalities such as topical, intravitreal, and systemic antibiotics may offer more acceptable visual results.
Bibliography:TTIP
ISSN:1300-1256