Crisis management in Turkish automotive industry

Günümüzdeki koşullarda, şirketlerin krizleri fırsat veya tehdit olarak algılamaları kriz yönetimi ile ilgili faaliyetlerini etkilediği görülmektedir. Kriz yönetiminde birinci derecede önem verilmesi gereken planlama faktörüdür. Planlama, kriz yönetimi faaliyetlerinin temelini oluşturmaktadır. İleriy...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Published in:Endüstri Mühendisliği Vol. 14; no. 3; pp. 15 - 29
Main Authors: SUDER, Aslı, ÇAKMAK, Ahmet
Format: Journal Article
Language:English
Published: TMMOB Makine Mühendisleri Odası 2003
Subjects:
Online Access:Get full text
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Günümüzdeki koşullarda, şirketlerin krizleri fırsat veya tehdit olarak algılamaları kriz yönetimi ile ilgili faaliyetlerini etkilediği görülmektedir. Kriz yönetiminde birinci derecede önem verilmesi gereken planlama faktörüdür. Planlama, kriz yönetimi faaliyetlerinin temelini oluşturmaktadır. İleriye dönük olarak düşünüldüğünde, krizin örgüt için tehdit olarak algılanması planlama faaliyetleri ile ilgilenme isteğini arttırmaktadır. Çeşitli potansiyel krizleri tanımlayabilen örgütlerin ve planlama faaliyetlerini başlatabilenlerin olası en kötü kriz için de hazırlık yaptıkları bilinmektedir. Bu tür hazırlıkların büyüklüğü, örgütün belirli kriz durumlarından zarar görme olasılığı ve her olası potansiyel durumdan etkilenmesi arasında doğrudan bağlantı bulunmaktadır. Potansiyel krizden daha tehdit edici olan şirketin çekirdek yapısına bulunan rekabet etme gücüdür. Bu yüzden, oluşabilecek önemli kriz durumları için planlama çalışmasında bulunmalıdır. Böylece değerlendirme yapılırken, erken planlama safhalarında, krizin oluşturduğu çeşitli fırsat bileşenlerini değerlendirmeden önce, krizin tehdit eden taraflarını dikkate almalıdır. Değişik önemli durumları fark etmek ve bu durumlara göre plan yapmak şirketi bütün olarak etkileyecek tehditlerden koruyacaktır. Bütün bunlara rağmen bu şekilde bir bakış açısı olası fırsatların getireceği sonuçlan gözönüne almadan gerçekleştirilememektedir. îki taraflı bir bakış açısı olarak düşünebileceğimiz bu durum, panik yapma eğilimini azaltmakta, aynı zamanda tehditler üzerinde yoğunlaşma şirket için faydalı olmaktadır. Türkiye gelişmekte olan bir ülke olduğundan krizler kısa süre aralıklarla oluşmaktadır. Belirsizlikler ve sürprizler kriz dönemlerinde yüksektir. Risk yönetimi ve likit durumu çok önem taşımaktadır. Talep, iç pazarda azalmış ve kriz yönetimi için alınan önlemler ihracat için büyük fırsatlar yaratmıştır. Yöneticiler ihracat merkezli projelere öncelik vermeye çalışmışlardır. Dış pazarlardan daha fazla gelir elde ederek faaliyetlerini bu pazarlarda sürdürmek için çaba harcamaktadırlar. En önemli kararlar artan verimlilik ve azalan harcamalardır. Pazarda daha çok rekabet edebilmeye, şirketin imajını korumaya ve pazardaki değerini kaybetmemeye gayret sarfetmektedirler. Daralan talep yüzünden otomotiv endüstrisi yöneticileri haftalık izinler vererek, hiçbir ödeme yapmadan çalışanlarını kaybetmemeye çalışmaktadırlar. Otomotiv endüstrisinde üretim yapanlar 1994 krizinden ders almışlardır ve 2001-2002 krizi ile mücadele ederken daha başarılı olmuşlardır. İhracat Türk otomotiv endüstrisinin geleceğinde büyük önem taşımaktadır. Türkiye'deki iş hayatındaki ekonomik, teknolojik, psiko-sosyal ve ekolojik çevreler giderek karmaşık, baskı yapan ve tehlike oluşturan durumlar arzetmektedir. Bu tür çevreler örgütlerde oluşan krizleri besleyen zeminleri oluştururlar. Böylece örgütlerdeki stratejistler daha fazla dikkat sarfederek kriz yönetiminin fonksiyonunu arttırmakta ve örgütlerini krizlerden koruma yollarını bulmaktadırlar. Deneyimli yöneticiler, yeni yöneticilere bu durumlar hakkında tavsiyedebulunmaktadırlar. Yöneticiler çoğunlukla örgütlerdeki inançları, davranışları ve potansiyel tehlike oluşturabilecek noktalan tespit ederek bununla ilgili önlem almalıdırlar. Bu durumlar gerçeklerle ilgili olarak dar görüşlülüğün ve bazı davranışların örgütlerdeki krizleri oluşturduğunu göstermektedir. Türkiye gelişmekte olan bir ülke olarak ekonomik krizlerden sıkça etkilenmektedir. Para değerinde dalgalanmaları, enflasyonu ve develüasyonu birlikte görmekteyiz. Otomotiv endüstrisinde son krizin belirtileri 1999'da olmuştur. 2001-2002 krizinde ise ekonomide küçülme, enflasyonda artış ve tüketimde azalma görülmüştür. Bu durumda otomotiv endüstrisindeki üreticiler ihracata önem vererek iç pazarda talebe göre üretimde bulunmuşlardır. Satışları ve hizmetleri yeniden organize ederek yeni modellerin üretimine ağırlık vermişlerdir. Türkiye'deki son krizler otomotiv endüstrisinin ihracat kapasitesini artırmasına, aynı zamanda küresel pazarda kendi paylarını artırma fırsatını elde etmişlerdir. In today's world a company's perception of a crisis as a threat or an opportunity does appear to influence a company's willingness to engage in primary crisis management activities. One of the primary inputs of comprehensive crisis management is the planning factor. Planning is at the root of all crisis management activities. Furthermore, the perception of a crisis as a threat increased an organization's willingness to engage in planning activities. An organization that is able to identify a set of possible crises is more likely to initiate planning activities in preparation for the worst. The magnitude of such preparations seems to be a direct link between an organization's vulnerability to certain crisis situations and its level of perception toward each potential contingency. The more threatening a potential crisis is to a company's core competencies, the more it should partake in primary crisis planning activities. Thus, when evaluating, in early planning stages, the multiple components of a crisis, a company should assess the threatening aspects of a situation before considering crisis opportunity components. It is important to recognize and plan for contingencies that may directly threaten the company as a whole before anything else. Nevertheless, such a perspective should not be without the acknowledgment of possible opportunity outcomes. Such a dual perspective will diminish the inclination to panic, while focusing on threats that are most menacing to the company. Turkey is a developing country and unfortunately economic crisis occur very frequently.
Bibliography:TMUH
ISSN:1300-3410