Belâgat İlminde İhtisar Geleneği: el-Mısbâh fi'htisâri'l-Miftâh Örneği
Öz İslami ilimlerin telifinde birçok farklı yöntem takip edilmiştir. Bunlardan biri de “ihti-sar” yöntemidir. Bu yöntemle telif edilen eserler genel olarak “muhtasar” eserler diye şöhret bulmuştur. Ayrıntıya girmeden konuları kısa ve özlü biçimde ele alan eserlere muhtasar dendiği gibi hacimli bir e...
Saved in:
Published in: | BEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi Vol. 10; no. 2; pp. 237 - 268 |
---|---|
Main Author: | |
Format: | Journal Article |
Language: | English |
Published: |
30-12-2023
|
Online Access: | Get full text |
Tags: |
Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
|
Summary: | Öz
İslami ilimlerin telifinde birçok farklı yöntem takip edilmiştir. Bunlardan biri de “ihti-sar” yöntemidir. Bu yöntemle telif edilen eserler genel olarak “muhtasar” eserler diye şöhret bulmuştur. Ayrıntıya girmeden konuları kısa ve özlü biçimde ele alan eserlere muhtasar dendiği gibi hacimli bir eserin özetlenmiş şekline de muhtasar denmektedir. Dil ilimlerinde erken dönemlerden itibaren başlamış olan ihtisar yöntemi belâgat il-minde de bu ilmin bağımsız bir ilme dönüşmesinden itibaren varlığını sürdürmüştür. Belâgat ilminde ilk ihtisar çalışması, Abdülkâhir el-Cürcânî’nin Delâilü’l-i‘câz fî dirâye-ti’l-îcâz ve Esrâru’l-belâga adlı eserlerinin konularını yeniden tertip ve tasnif ederek özetleyen Fahreddin Râzî’nin Nihâyetü’l-i ‘câz fî dirâyeti’l-îcâz adlı eseri kabul edilir. Ancak bu ilimdeki ihtisar çalışmaları daha çok Sekkâkî’nin Miftâhu’l-‘ulûm’unun belâgata dair üçüncü bölümü etrafında yoğunlaşmıştır. Miftâhu’l-‘ulûm üzerine birçok ihtisar çalışması yapılmış olmakla birlikte bu esrin ilk muhtasarı İbnü’n-Nâzım diye meşhur olan Bedreddin b. Malik’in el-Mısbâh adlı eseridir. Bu çalışmada belâgat il-minde ihtisar geleneği hakkında giriş mahiyetinde kısaca bilgi verilecek ardından da Bedreddin b. Malik’in el-Mısbâh adlı eseri özelinde belâgat ilminde ihtisar geleneğinin artı ve eksileri irdelenmeye çalışılacaktır. Bu çerçevede ilgili eserin ana metin olan Miftâhu’l-‘ulûm’da yaptığı ihtisarlar, ziyadeler, kolaylaştırmalar ve bu eserin tertibinde yaptığı değişiklikler gibi durumlar ele alınacaktır. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı ihti-sar geleneğinin bir tekrardan ibaret olduğu ve ait olduğu ilim dalına bir katkı yapmadı-ğı eleştirilerine haklılık payı irdelenmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Arap Dili ve Belâgati, İhtisar, Sekkâkî, Bedreddin b. Malik, miftâhu’l-‘ulûm, el-Mısbâh
Ana Fikir: Belâgat ilminde bir telif yöntemi olan "ihtisâr"ın eskinin tekrarından ibaret olmayıp bu ilme katkılarının delilleri.
Öne Çıkanlar: 1. Belâgat ilminde ihtisar yöntemi diğer ilimlere göre daha geç dönem-lerde başlamıştır.
2. Belâgat ilminde ihtisar faaliyetleri Sekkâkî'nin Miftâhu'l-'ulûm adlı esri etrafında yoğunlaşmıştır.
3. Miftâhu'l-ulûm'un ilk muhtasarı Bereddin b. Malik'in el-Mısbâh adlı eseri, en meş-hur muhtasarı ise Kazvînî'nin Telhîsu'l-Miftâh'ıdır.
4. el-Mısbâh ilim dünyasında hayli ilgi görmüş kendisinden sonra bu alanda telif edilen birçok esere kaynaklık etmiştir.
5. el-Mısbâh mücerred bir özetleme değildir. Buna ek olarak ana metnin tertibinde yaptığı değişiklik ve ziyadeler başta olmak üzere alana birçok katkı sunmuştur.
Abstract
Many different methods have been followed in the composition of Islamic sciences. One of these is the ikhtiṣār method. The works compiled with this method are generally known as mukhtaṣar works. Works that deal with subjects in a short and concise manner without going into detail are called mukhtaṣar. Summary form of a voluminous work is also called mukhtaṣar. The ikhtiṣār method, which began in linguistic disciplines from the early periods, has also continued in rhetoric (balāgha) since the transformation of this science into an independent field. The first mukhtaṣar work in rhetoric is considered to be Fakhr al-Dīn al-Rāzī's Nihāyat al-i'jāz fī dirâyat al-ījāz, which summarizes 'Abd al-Qāhir al-Jurjānī's Delā'il al-i'jāz fī dirâyat al-ījāz and Asrār al-balāgha by reorganizing and classifying them. However, the mukhtaṣar works in this field are mostly concentrated around the third chapter of al-Sakkākī's Miftāḥ al-'ulūm. Although there have been many ikhtiṣārs on Miftāḥ al-'ulūm, the first mukhtaṣar of the work is al-Miṣbāḥ by Badr al-Dīn ibn Mālik who is knowns as Ibn al-Nāzim. This work shares in the transmission of al-Sakkākī's legacy of balāgha, which is considered a turning point in the field to the next generations. At the same time, this work was also influential on the works on balāgha written after him. In this study, I firstly give a brief information about the tradition of the ikhtiṣār in rhetoric, and then I try to determine whether the tradition of the ikhtiṣār in the rhetoric contains originality or not by focusing on Badr al-Dīn ibn Malik's al-Miṣbāḥ. Finally. I talk about Badr al-Dīn ibn Malik's operations on Miftāḥ al-'ulūm such as his summaries, additions, simplifications and changes in the organization of this work in. The aim of the study is to determine whether the tradition of ikhtiṣār contains originality or not. It also aims to present a critical perspective on the idea that this tradition is merely a repetition of previous works and does not any reveal new information and therefore does not contribute to the field to which it belongs. |
---|---|
ISSN: | 2148-3728 |
DOI: | 10.33460/beuifd.1369504 |