Uzun süreli hemodiyaliz uygulanan ve böbrek nakli yapılmış hastalarda edinilmiş böbrek kistik hastalığı
Edinilmiş böbrek kistik hastalığı (EBKH) son dönem böbrek yetmezlikli ve herediter kistik hastalığı olmayan hastalarda 35-95% oranında görülür. EBKH'li hastalarda kist içine kanama, retroperitoneal hematom ve %1.5 oranında böbrek hücreli kanser gelişebilir. Hemodiyalize tedavisi gören hastalard...
Saved in:
Published in: | Türk üroloji dergisi Vol. 31; no. 2; pp. 270 - 273 |
---|---|
Main Authors: | , , , , , |
Format: | Journal Article |
Language: | Turkish |
Published: |
Türk Üroloji Derneği
2005
|
Subjects: | |
Online Access: | Get full text |
Tags: |
Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
|
Summary: | Edinilmiş böbrek kistik hastalığı (EBKH) son dönem böbrek yetmezlikli ve herediter kistik hastalığı olmayan hastalarda 35-95% oranında görülür. EBKH'li hastalarda kist içine kanama, retroperitoneal hematom ve %1.5 oranında böbrek hücreli kanser gelişebilir. Hemodiyalize tedavisi gören hastalarda yapılan radyolojik ve patolojik çalışmalarda EBKH, 'tümör' (genellikle adenoma veya onkositoma) ve böbrek hücreli kanser görülme oranları sırasıyla %47.1, %4.8 ve %1.5'dir. Bu çalışmamızda, hemodiyaliz hastalarında ve böbrek nakli yapılmış hastalarda native böbrekte gelişebilecek EBKH oranlarını, istenmeyen yan etkilerini ve düzenli takip gerekli olup olmadığını araştırmayı amaçladık.
Uzun süre hemodiyaliz tedavisi gören 19 hasta ve uzun süreli hemodiyaliz sonrası böbrek nakli yapılmış 28 hasta çalışmaya alındı ve ultrasonografı (US) ile takip edildi. Şüpheli (malinite, kanama) olgularda bilgisayarlı tomografi (BT) ve/veya manyetik rezonans (MR) ile inceleme yapıldı.
Hemodiyaliz grubunda ortalama yaş 34±12.8 (aralık: 17-60) yıl ve ortalama hemodiyaliz süresi 47.3±16.8 (aralık: 27-84) aydı. Bu grupta US ile %62.5 oranında (%70 iki taraflı) kist saptandı. Bir hastada (%6.1), retroperitoneal hematom saptandı. Beş hastada ilave olarak BT ve/veya MR gerekli oldu. Böbrek hücreli kanser bir (%6.1) hastada saptandı. Böbrek nakli yapılmış hasta grubunda ortalama yaş 33±10.7 (aralık: 14-55 yıl) ve ortalama nakil öncesi hemodiyaliz süresi 32±18.2 (aralık: 6-84) aydı. Bu grupta EBKH, US ile %32 oranında (%80 iki taraflı) saptandı. BT ve/veya MR dört hastada gerekli oldu ve bunların birinde (%3.6) böbrek hücreli kanser saptandı.
Uzun süreli hemodiyaliz tedavisi gören hastalarda EBKH görülme sıklığı oldukça yüksektir ve aynı zamanda bu hastalar genel olarak genç ve asemptomatiktir. Bu nedenle istenmeyen yan etkilerin erken tanısı için hastaların US ile takibi gereklidir. CT ve/veya MRI malinite şüphesi olan hastalarda tanıya yardımcı yöntemlerdir.
Introduction: The incidence of acquired renal cystic disease (ARCD) in end stage renal disease patients treated by long term hemodialysis is reported to be 30-95%. Patients with ARCD may present with hemorrhage of the cyst and retroperitoneal hematoma, and renal cell carcinoma develops in 1.5% of ARCD patients. Worldwide experience to date in combined pathology and radiology series of patients undergoing hemodialysis demonstrates that acquired cystic disease, 'tumor' (usually adenoma or oncocytoma) and renal carcinoma occur at respective rates of 47.1, 4.8 and 1.5 per cent. The aim of this study is to question the necessity of serial investigation of the native kidneys in hemodialysis and renal transplant patients (RTx).
Materials and Methods: Native kidneys of 19 patients on long term hemodialysis and 28 patients with RTx after long term hemodialysis were evaluated and followed serially by ultrasonography (US). In equivocal cases, computed tomography (CT) and/or magnetic resonans imaging (MRI) were added to evaluation.
Results: The mean age of the hemodialysis group was 34±12.8 (range: 17-60) years and the mean hemodialysis priod was 47.3±16.8 (range: 27-84) months. In this group, US revealed cysts in 62.5% of the patients of whom the cyst were bilateral in 70%. In one case (6.1%), a retroperitoneal hematoma was found. In 5 patients, CT and/or MRI were needed additionally.
Renal cell carcinoma was found in one patient (6.1%). The mean age of the RTx group was 33±10.7 (range: 14-55) years and the mean pretransplant hemodialysis period was 32±18.2 (range: 6-84) months. In this group, ARCD was diagnosed by US in 32% of the patients of whom the disease was bilateral in 80%. Additionally, CT and/or MRI were required in 4 patients of whom one (3.6%) was proved to be a renal carcinoma.
Conclusion: The incidence of ARCD is quite high in patients who received long term hemodialysis. Since patients with ARCD are usually young and asymptomatic, it might therefore be necessary to follow the disease by US for early detection of complications. CT and/or MRI are helpful diagnostic tools for detecting malignancy in suspected cases. |
---|---|
Bibliography: | TTIP |
ISSN: | 1300-5804 |