Süleyman Sûdî’nin Türk folklor tarihindeki yeri
Türkiye’de folklorun bir disiplin hâline gelmesi Avrupa’dan yaklaşık yüz yıl sonra başlar ve iki yüzyıl içinde bilimsel niteliğine kavuşur. Avrupa’da, İstanbul’un Türkler tarafından fethedilmesinden sonra başlayan folklor çalışmaları on dokuzuncu yüzyılda olgunluk kazanır. Avrupa’da J. Macpherson, H...
Saved in:
Published in: | Millî folklor Vol. 31; no. 123; pp. 124 - 133 |
---|---|
Main Author: | |
Format: | Journal Article |
Language: | Turkish |
Published: |
Ankara
Geleneksel Yayıncılık
2019
Milli Folklor Dergisi |
Subjects: | |
Online Access: | Get full text |
Tags: |
Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
|
Summary: | Türkiye’de folklorun bir disiplin hâline gelmesi Avrupa’dan yaklaşık yüz yıl sonra başlar ve iki
yüzyıl içinde bilimsel niteliğine kavuşur. Avrupa’da, İstanbul’un Türkler tarafından fethedilmesinden
sonra başlayan folklor çalışmaları on dokuzuncu yüzyılda olgunluk kazanır. Avrupa’da J. Macpherson,
Herder, Grimm Kardeşler, E. Lönnrot gibi öncü folkloristlerin çalışmaları folklorun bilimsel alt yapısını
hazırlar. William J. Thoms’un Amberso Merton müstear adıyla 1846’da yayımladığı makalesinde
“folklor” terimini kullanarak bu disiplinin isim babası olur. İstanbul’un alınması, Coğrafi Keşifler,
Rönesans, Reform, Fransız İhtilali gibi siyasi ve sosyal hareketler, Avrupa’da halk bilimi açısından
önemli toplumsal olgulardır. Bunların sonuçlarından biri olarak halk bilimi hümanizm ve romantizm
gibi akımların etrafında gelişir. Osmanlı İmparatorluğu da bu süreçlerden etkilenir ve halk biliminin
öncü çalışmaları Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra romantik milliyetçilik etrafında ele alınır.
Ziya Gökalp, Fuad Köprülü ve Rıza Tevfik’in 1913-1914 yıllarında yayımladığı makaleler halk biliminin
öncü çalışmaları olarak kabul edilir. Folklor terimi bu çalışmalarda halkiyat, halk bilgisi, hikmet-i
avam, budun bilgisi gibi terimlerle karşılanır. Çalışmanın konusu Türkiye’de folklor hareketlerinin
başlangıcında isimleri zikredilen Z. Gökalp, F. Köprülü gibi öncü folkloristlerin çağdaşı olan Süleyman
Sûdî ve onun halk bilimi alanındaki yayın faaliyetlerinin Türk halk bilimi tarihindeki yerinin tespitidir.
Türk folklor tarihi çalışmalarında adına rastlanılmayan Süleyman Sûdî, Kırım-Bahçesaray’da
1890 yılında doğar. Öğrenimini Kırım’da tamamladıktan sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti
İstanbul’a gelir. Burada Vefa İdadisi’nde eğitimine devam eder. İş hayatına Cemiyet Kitabhanesi’nde
tezgâhtar olarak başlar. Ardından kırtasiyecilik, komisyonculuk gibi pek çok ticari alanda çalışır.
Sûdî’nin ticaret hayatının yanında siyasi, fikri ve edebi faaliyetleri de olur. Kırımlılar Derneği başta
olmak üzere pek çok dernekte aktif olarak görev yapar. 1908 yılında kendi adını taşıyan bir yayınevini
yani “Kitabhane-i Sûdî”yi kurar. Yayıncılık faaliyetlerinin yanı sıra Haber, Kırım Mecmuası, Musavver
Çocuk Postası gibi pek çok derginin imtiyaz sahibi ve editörü olarak yer alır. Süleyman Sûdî’nin halk
bilimi çalışmaları da daha çok popüler nitelikteki anlatılar üzerinde yoğunlaşmıştır. Onun ilk folklor
çalışması âşıklar ve meddahlar tarafından anlatılan “Arzu ile Kanber” adlı eseridir. Sûdî’nin sekiz tane
halk hikâyesi başta olmak üzere halk bilimi çalışmaları fıkra, masal ve süreli yayınlardan oluşur. O,
sözlü kültür ortamındaki metinleri tespit edip ikincil kültür ortamında yayımlayarak statik bir şekilde
koruma yaklaşımı sergilemiştir. Türk halk bilimi tarihinde Sûdî’nin bu faaliyetleri geniş anlamda incelenmemiş
olması ve bu konudaki eksiklik, çalışmanın temel problemini oluşturmaktadır. Bu bağlamda
onun folklor tarihindeki yeri sorgulanmış ve tespit edilmiştir. |
---|---|
ISSN: | 1300-3984 |