Osmanlı Türkçesinde kâf harfi: Tasnif ve seslendirme meselesi
Osmanlı Türkçesi veya galat-ı meşhur ile Osmanlıca temelde Türkçedir; zaman içerisinde Arapça ve Farsçadan ciddi düzeyde etkilenmiştir. Alfabesi Arap harflerine dayanır. Farsçadan da harfler almıştır. Söz varlığı temelde Türkçe olup Arapça ve Farsçadan önemli düzeyde ke-lime almıştır. Arapça, din di...
Saved in:
Published in: | Cumhuriyet ilahiyat dergisi Vol. 25; no. 1; pp. 195 - 216 |
---|---|
Main Author: | |
Format: | Journal Article |
Language: | English Turkish |
Published: |
Sivas
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
01-06-2021
Cumhuriyet University, Faculty of Theology Cumhuriyet University |
Subjects: | |
Online Access: | Get full text |
Tags: |
Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
|
Summary: | Osmanlı Türkçesi veya galat-ı meşhur ile Osmanlıca temelde Türkçedir; zaman içerisinde Arapça ve Farsçadan ciddi düzeyde etkilenmiştir. Alfabesi Arap harflerine dayanır. Farsçadan da harfler almıştır. Söz varlığı temelde Türkçe olup Arapça ve Farsçadan önemli düzeyde ke-lime almıştır. Arapça, din dili olması hasebiyle camilerde ve bilim dili olarak da medreselerde ilgi görmüştür. Farsça ise yazın dili olarak Türk illerinde yayılmış ve özellikle Selçuklu saray-larında etkisini artırmıştır. Her iki dilin ortak yazısı olan Arap yazısı da hemen bütün İslâm dünyasının yazısı durumuna gelmiş, nitekim Türkler de kendi dillerinde yazabilmek için Arap yazısını benimsemişlerdir. Kaynaklara göre Anadolu’da yazılan ilk Türk dili grameri Berga-malı Kadri’nin yazdığı Müyessiretü’l-ʿulûm adlı eserdir. Bu çalışmanın dışında Osmanlı Türk-çesi gramerinden ve kaidelerinden bahseden ilk kaynaklar 1840’lı yıllardan sonra yazılmaya başlanmıştır. Osmanlı Türkçesi grameri yazıcılığı 19. yüzyılın sonları 20. yüzyılın başlarında artarken günümüzde daha da ivme kazanmıştır. Nitekim bunda ecdadının mezar taşını okuya-mayan gençlik söylemi etkili olmuştur. Osmanlı Türkçesi eğitiminin Millî Eğitim Bakanlıkla-rınca lise müfredatlarına zorunlu veya seçmeli dersler olarak okutulmasından sonra ve he-men her ilde kurulan üniversitelere bağlı İlahiyat ve Edebiyat Fakülteleri ve hâliyle öğrenci sayılarındaki artış Osmanlı Türkçesi grameri yazıcılığını cazibeli hâle getirmiş ve bu alanda bir sektör oluşmuştur. Bu dersi okutan pek çok araştırmacı kendi okutacağı bir Osmanlı Türk-çesi grameri yazmaya başlamış, bu da piyasada Osmanlı Türkçesi yayınlarını artırmıştır. Tes-pitlerimize göre 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında yabancı dillerde Türkiye Türk-çesi gramerleri de yazılmıştır. Almanca, Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Latince, Macarca, Rusça ve Yunanca yazılmış Türkiye Türkçesi gramer çalışmaları ile yabancı müellifler kendi milletlerine Türkçe öğretmeyi amaçlamışlardır. Bütün bu çalışmalar Osmanlı Türkçesinin öğ-retilmesine yönelik katkı sunmak üzere yazılmalarına rağmen, sorunlu bazı konularda çözüm üretmeye yönelik çabalar daha karmaşık hâle gelmiştir. Örneğin bu araştırmanın da konu-sunu teşkil eden kâf harfi ile ilgili durum gerek 1840’lı yıllardan sonra yazılan gramer kitap-larında, gerekse günümüz araştırmacılarının yazdığı eserlerde incelendiğinde iki husus dik-kati çekmektedir. Bunlardan biri alfabeyi oluşturan harf sayılarındaki değişiklik, diğeri ise bu sayıyı etkileyen kâf harfi ile ilgili tasnif ve adlandırmalardır. Osmanlı Türkçesinin üç dilden oluşması, Arap alfabesini kullanması, üç dilin söz varlığına sahip olması gibi durumlar, alfa-besindeki harf sayısının farklılaşmasına ve bazı harflerin telaffuzunda sorunlar yaşanmasına sebep olmuştur. Harf sayısının farklı oluş sebeplerinden birinin doğrudan kâf harfi olduğu; Arapça, Farsça ve Türkçe kelimelerde kullanılan kâf harfinin seslendirmesinde ve tasnifinde sıkıntılar olduğu saptanmıştır. Osmanlı Türkçesi grameri ile ilgili 19. yüzyıldan bugüne kadar yazılan eserler incelendiğinde gerek alfabeyi oluşturan sayılardaki değişikliklerle ilgili ge-rekse kâf harfinin tasnif ve seslendirme problemleri ve bunlara çözüm önerileri hususunda bir çalışma yapılmamıştır. Bu makalede hem alfabedeki harf sayılarına, hem de kâf harfinin tasnif ve seslendirme problemlerine dikkat çekilerek bu problemlerin çözümüne dair bazı tespitler sunulmuştur. Bu çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde; alfabenin harf sayısının farklılaşmasında çeşitli harflerin fonksiyonu ortaya konduğu gibi özellikle kâf’ın Os-manlı Türkçesi alfabesinde harf sayısına etkisi üzerinde durulmuş ve yapılan tahlillerle alfabe harf sayısı tespit edilmiştir. İkinci bölümde; kâf harfinin üçlü, dörtlü, beşli tasnifleri incelen-miş, kâf harfinin adlandırma ve seslendirmeleri tahlil edilmiştir. Son bölümde ise; kâf’ın tas-nifi ve seslendirilmesiyle ilgili problemler değerlendirilmiş, yeni bir tasnif denemesinde bu-lunulmuştur. Yalnız gerek bu tasnifin gerekse daha önce yapılan tasniflerin kâf’ın hangi sesle okunacağına yönelik bir katkı sunmadığı açıktır. Bu nedenle çalışmanın sonunda kâf’ın ses-lendirme probleminin aşılmasına yönelik bazı tespitler yapılmıştır. |
---|---|
ISSN: | 2528-9861 2528-987X |
DOI: | 10.18505/cuid.865033 |