Kureyş’in Batınlarından Benî Mahzûm ve Tarihî Süreçteki Konumu

Câhiliye döneminde Arap Yarımadası’ndaki hâkim anlayış, asabiyet; bu anlayışın sosyal hayattaki yansıması ise kabilecilik şeklindeydi. İnsanlar, farklı statülerdeki kabilelere mensup olmak zorundaydı. Zira kabile dışında kalan insanın hayatı her an tehlikedeydi. Bu sebeple bölgeye dışarıdan gelen in...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Published in:Siyer Araştırmaları Dergisi no. 13; pp. 35 - 60
Main Author: YÜKSEL, Mücahit
Format: Journal Article
Language:English
Published: 01-07-2022
Online Access:Get full text
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Câhiliye döneminde Arap Yarımadası’ndaki hâkim anlayış, asabiyet; bu anlayışın sosyal hayattaki yansıması ise kabilecilik şeklindeydi. İnsanlar, farklı statülerdeki kabilelere mensup olmak zorundaydı. Zira kabile dışında kalan insanın hayatı her an tehlikedeydi. Bu sebeple bölgeye dışarıdan gelen insanlar da ilk etapta mutlaka bir kabilenin himayesine girmenin yolunu aramaktaydı. Nitekim herhangi bir kabilenin liderliğini kabul etmeyen Mekke toplumunda idarî görevlerin paylaşıldığı ve başkanlığın olmadığı görülmektedir. Bununla birlikte Kusay b. Kilâb’ın faaliyetlerinin ardından Kureyş’in belirgin bir ağırlığı göze çarpmaktadır. Benî Mahzûm, Kureyş’e mensup on kabileden biridir. İslâm tarihi kaynakları incelendiği takdirde bu kabileye mensup olan kişilerin, İslâm davetine karşı farklı tepkiler verdikleri görülmektedir. Zira Hz. Peygamber’e düşmanlık yapanlar olduğu gibi ona destek olanlar da mevcuttur. Bu makalede, Benî Mahzûm kabilesinin, câhiliye döneminden başlayarak İslâm sonrası döneme kadarki olaylarda sergilediği tutum ele alınmaktadır. Zira konu, dönemin koşullarının anlaşılması ve İslâm davetinin, kabilecilik anlayışıyla teması açısından önem arz etmektedir. Konunun özelliğine uygun olarak makalede betimleyici, analitik ve tümevarımcı yöntem takip edilmiştir. During the Age of Ignorance, the dominant understanding in the Arabian Peninsula was bigotry, and the reflection of this understanding in social life was tribalism. People had to belong to tribes of different status. Because the life of the people outside the tribe was always in danger. For this reason, the people who came to the region from outside were also looking for a way to enter the protection of a tribe in the first place. As a matter of fact, it is seen that the administrative duties are shared and there is no presidency in the Meccan society, which does not accept the leadership of any tribe. However, after the activities of Qusayy b. Kilāb, a significant weight of Quraysh stands out. Banū Makhzūm is one of the ten tribes of Quraysh. When the sources of Islamic history are examined, it is seen that the members of this tribe reacted differently to the invitation of Islam. For, just as there are those who are hostile to the Prophet, there are also those who support him. In this article, the attitude of the Banū Makhzūm tribe in the events starting from the period of ignorance and up to the post-Islamic period is discussed. Because the subject is important in terms of understanding the conditions of the period and the contact of the Islamic call with the understanding of tribalism. In accordance with the nature of the subject, descriptive, analytical and inductive methods were followed in the article.
ISSN:2547-9822
DOI:10.56288/siyer.1100174