Erken puberte tanılı olgularda epifiz kistleri: Tesadüfi bir bulgu mu?

Amaç: Bu çalışmanın amacı, çocuklarda erken puberte ile pineal kistler arasındaki ilişkinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: Erken puberte tanılı 122 olgu ve 122 kontrol grubu çocuğun beyin MR görüntüleri pineal kist varlığı ve boyutları açısından değerlendirildi. Pineal kistler boyutlarına...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Published in:Sakarya tıp dergisi
Main Authors: ÇIRACI, Saliha, POLAT, Recep
Format: Journal Article
Language:Turkish
Published: 16-06-2022
Online Access:Get full text
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Amaç: Bu çalışmanın amacı, çocuklarda erken puberte ile pineal kistler arasındaki ilişkinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: Erken puberte tanılı 122 olgu ve 122 kontrol grubu çocuğun beyin MR görüntüleri pineal kist varlığı ve boyutları açısından değerlendirildi. Pineal kistler boyutlarına göre gerçek kist ve kistik transformasyon olarak değerlendirildi. Erken puberte ve kontrol grubu pineal kist/kistik transformasyon varlığı açısından karşılaştırıldı. Erken puberte grubunda pineal kist saptanan, kistik transformasyon saptanan ve kist/kistik transformasyon saptanmayanların pik ve bazal LH değerleri karşılaştırıldı. Bulgular: Ki-kare testi ile erken puberte ile pineal kist arasında ve erken puberte ile pineal kistik transformasyon arasında anlamlı ilişki saptanmadı (sırasıyla p=0,2537ve p=0,8797). Erken puberte grubunda kist/kistik transformasyon izlenmeyen, kistik transformasyon saptanan ve kist saptananlar arasında pik ve bazal LH değerleri açısından anlamlı farklılık bulunmadı (sırasıyla p=0,566 ve p=0,367). Sonuç: Çalışmamızın sonuçlarına göre , pineal kistler ile erken puberte arasında herhangi bir ilişki saptanmamıştır. Bu nedenle, erken puberte tanılı olgularda MR incelemelerde saptanan pineal kistlerin insidental bulgu olarak kabul edilmeleri doğru bir yaklaşımdır. Objective: The aim of this study is to assess the correlation between precocious puberty and pineal cysts in children. Materials and methods: The brain MRI scans of 122 patients with precocious puberty and 122 children in control group were evaluated for the presence and size of pineal cysts. Pineal cysts were assessed as true cyst and cystic transformation in terms of their sizes. The presence of pineal cysts/cystic transformation was compared between the two groups. In the precocious puberty group, the baseline and peak LH levels of patients with pineal cyst, cystic transformation and no cyst-cystic transformation were compared. Results: The chi-square test indicated no significant correlation between precocious puberty and pineal cyst, and between precocious puberty and pineal cystic transformation (p=0.2537 and p=0.8797 respectively). There was no significant difference in the basale and peak LH levels between the patients with pineal cyst, cystic transformation and no cyst-cystic transformation in the precocious puberty group (p=0.566 and p= 0.367 respectively). Conclusion: According to the results of the present study, there was no correlation between pineal cysts and precocious puberty. Therefore, it is a correct approach to accept pineal cysts detected in MRI scans as incidental findings in cases with precocious puberty.
ISSN:2146-409X
2146-409X
DOI:10.31832/smj.1060348