The Speech of Fate in the Time of the Corona

The Coronavirus pandemic has been ongoing for almost two years now. Not only did it surprise the whole world in the initial stages of its occurrence, but also the world left it in shock. Therefore, the instant solution strategies included complete lockdowns in order to prevent the spread of such a d...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Published in:Atebe no. 7; pp. 79 - 98
Main Author: MAHMOUD, Ramy
Format: Journal Article
Language:Arabic
English
Published: Social Sciences University of Ankara 30-06-2022
Subjects:
Online Access:Get full text
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:The Coronavirus pandemic has been ongoing for almost two years now. Not only did it surprise the whole world in the initial stages of its occurrence, but also the world left it in shock. Therefore, the instant solution strategies included complete lockdowns in order to prevent the spread of such a disease. However, as the lockdowns lasted longer, it generated negative psychological effects on people globally. This being the case, collective endeavors and efforts were performed, in the hope of achieving a concrete solution in order to overcome the bad repercussions that seemed visible on societal levels, which of course, included religious aspects; and in some cases resulted in social separation as well as a dramatic rise in suicide rates. On the one hand, this caused a retraction from the religion and religiously oriented rituals, but on the other hand, it also made people turn more to religion as it provided a psychological relief from the heavy burdens of the pandemic. These psychological conditions had theological resonances that made already complicated issues even more complex. Among them, the nature of God’s actions and the human position in this matter can be given as examples. This article is an attempt to place and define the issue of the pandemics and plagues from the perspective of Islamic theology, in particular, to shed light on three main points. The first is the problem of pains and aches, and how it was mentioned in theological literaturey and discussed by Islamic theologians (Mutakallimūn), as the issue of pandemics and plagues indisputably fall under this matter. The second point tackles the problem of whether “such calamities as pandemics and plagues come from God's Decree, or not?”. The last point focuses on the issue of fatalism and tries to show whether the de facto acceptance that pandemics are from God’s Decree would require the servant to stop taking measures in response to them. To answer the questions at stake, this paper will focus on four different perspectives of the Mu’tazila, Ash‛arī s, Māturīdis, and Ahl al-Hadīth, by using a selective methodology and focusing on their prominent and pioneering theologians (Mutakallimūn) of these schools. Koronavirüs olarak bilinen Covid-19 -salgını neredeyse iki yıldır hayatımızda. Salgının başlangıç aşamalarında kapsamlı bir çözüm bulunamadığı için âdeta şok yaşayan dünya, salgının yayılmasını önlemek için bir çözüm olarak tamamen karantinaya kapanmak zorunda kaldı. Uzun süren kapanmadan dolayı dünyanın her yerinde insanlar, psikolojik olarak bunalımlı bir dönem geçirmekteler. Hemen hemen herkes, bu bunalımdan bir çıkış yolu aramaktadır. Öte yandan, mezkûr bunalımlı dönemin toplumsal ve dinî açılardan da belirli yankıları olduğu söylenebilir. Örneğin boşanma ve intihar vakalarının artması bunlar arasında gösterilebilir. Dinî açıdan bakıldığında ise, salgının yol açtığı psikolojik yükü hafifletmek için, pek çok bireyin manevi ibadetlere başvurduğu görülmektedir. Böylece, bu psikolojik bunalım hâlinin, temel olarak dinî ilgilendiren birçok soruyu da beraberinde getirdiği dikkat çekmektedir. Kelâm açısından bakıldığında, insan ve Tanrı arasındaki ilişkinin mahiyetine yönelik sorularla karşılaştığımız söylenebilir. Hiç şüphe yok ki Korona, herkes için ağır felaketlere yol açan ve insanların pek haz etmedikleri durumlar arasında kabul edilmekte. Her geçen gün duyduğumuz artan ölüm vakaları; Çin, İran ve Amerika'da karşılaşılan yoğun bakım hastalarının korkunç manzaraları, sıradanlaşır hale geldi. Ancak bireylere sorulduğunda, herkes bu virüsün özü itibariyle oldukça kötü bir durum olduğunu söylemektedir. Konu teolojik açıdan ele alındığında, şu sorular karşımıza çıkmaktadır: eğer Korona bir kötülük olarak görülürse, bu durumun Tanrı’dan gelmesi mümkün müdür? Eğer Tanrı’dan geldiği iddia edilirse, Tanrı’nın bu derece bir eyleme sebep olması nasıl anlaşılmalıdır? Tanrı kötü bir fiille nitelendirilebilir mi? Bu sorular doğal olarak günlük hayatımıza yansıdığı için, pek çok Müslüman belirli açmazlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu çalışmada salgın hastalıklar ve veba konusu, kelâm açısından tartışılarak, üç temel noktaya ışık tutulmaya çalışılacaktır. Birincisi: ağrı ve acı problemi ve bu problemin kelâm kitaplarında nasıl geçtiği ve hangi açılardan tartışıldığı. İkinci olarak ise: “Salgın ve veba meseleleri Allah'ın hükmünden midir, değil midir?” meselesi. Son olarak ise: "Salgınların Allah'ın hükmünden olduğunu söylemek, kulun tedbir almayı bırakmasını mı gerektirir?" sorusudur. Araştırma, Mu'tezile, Eş'ariler, Mâtüridiler ve Ehl-i Hadis gibi ekollerinönde gelen kelamcılarından (Mütekellimûn) bazılarını seçerek; ve mümkün olduğunca onların bakış açılarını yansıtmaya çalışarak bir perspektif sunmayı amaçlamaktadır. Makalede, tüm İslam kelâm ekollerinden kelamcıların görüşlerine yer vermiş ve bunların her birinin Kur'an, Sünnet ve hadislerden delillerini zikredilip karşılaştırmalı bir yaklaşımla el aldığımız konuda bir sonuca varmaya çalışılmıştır.
ISSN:2757-5616
2757-5616
DOI:10.51575/atebe.1023710