Hâricî Fırkalar ve İzmirli İsmail Hakkı’nın “Fırak-ı Mevcûde-i İslâmiyyeden: İbâdiyye Fırkası” Başlıklı Makalesi

İzmirli İsmail Hakkı, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde iz bırakan bilginlerden biridir. O, gördüğü hem medrese hem de mektep tedrisatının sağladığı yetkinlikle felsefenin yanısıra dinî ilimlerinin hemen hemen her dalında eser telif etmiştir. Ayrıca çeşitli dergi ve gazetelerde de makaleler y...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Published in:Turkish Academic Research Review - Türk Akademik Araştırmalar Dergisi [TARR] Vol. 5; no. 4; pp. 574 - 593
Main Authors: TEBER, Ömer Faruk, YILMAZ, Sabri, GÖKALP, Yusuf
Format: Journal Article
Language:Turkish
Published: Mehmet Şahin 10-12-2020
Subjects:
Online Access:Get full text
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:İzmirli İsmail Hakkı, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde iz bırakan bilginlerden biridir. O, gördüğü hem medrese hem de mektep tedrisatının sağladığı yetkinlikle felsefenin yanısıra dinî ilimlerinin hemen hemen her dalında eser telif etmiştir. Ayrıca çeşitli dergi ve gazetelerde de makaleler yayınlamıştır. En önemli eseri ise Yeni İlm-i Kelam başlıklı kitabıdır. Adı geçen eserinde fırka ve mezheplere dair bilgiler veren İzmirli, İbâdiyye Fırkası’na da birkaç cümle ile temas etmiştir. O, Mahfil Mecmû’a-i İslâmiyyesi’nin otuz yedi, otuz dokuz ve kırkıncı sayılarında İbâdiyye Fırkası hakkında üç parça halinde bir makale yayınlamıştır. Bu makalesinde İzmirli, klasik dönem İslam Mezhepleri Tarihi yazarlarının yaptığı gibi 73 fırka rivayetine dayalı bir tasnife girişmemiştir. Günümüzde varlığını sürdüren İbâdiyye hakkında bilgi vermeden önce Hâricîlerin ortaya çıkışını tasvirî bir yöntemle açıklamış, sonra da onların din anlayışlarını diğer mezheplerle de karşılaştırarak kısaca ortaya koymuştur. Haricîlerin mümeyyiz vasıflarının tekfir olduğuna dikkat çeken İzmirli, bu tutumlarından dolayı kendi aralarında da sürekli ayrılığa düştüklerini ifade etmiş, neticede katı ve dışlayıcı tutumu terk ederek daha makul bir tavır benimseyen İbâdiyye’nin günümüze kadar yaşadığını vurgulamıştır.
ISSN:2602-2923
2602-2923
DOI:10.30622/tarr.817650