Acil servise başvuran hipertansif olguların yakın dönem izlem ve analizi

Giriş: Şiddetli ve akut kan basıncı (KB) yüksekliği ve özellikle de hipertansif öncelikli durum (HÖD) yönetimi konusunda açık bir görüş birliği yoktur. Bu çalışmanın amacı; acil servise (AS) herhangi bir yakınma ile başvurup KB yüksek bulunan olguların arasında HÖD ve hipertansif acil grubundaki olg...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Published in:Türkiye Acil Tıp Dergisi Vol. 5; no. 4; pp. 181 - 185
Main Authors: TURPÇU Eritmen, Ü, ÇELİK, A, SÖNMEZ, N, BOZKURT, S, SAĞLAM, F, KARCIOĞLU, Ö, AYDINOĞLU, A, ÇOLAK, N
Format: Journal Article
Language:Turkish
Published: Türkiye Acil Tıp Derneği 2005
Subjects:
Online Access:Get full text
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Giriş: Şiddetli ve akut kan basıncı (KB) yüksekliği ve özellikle de hipertansif öncelikli durum (HÖD) yönetimi konusunda açık bir görüş birliği yoktur. Bu çalışmanın amacı; acil servise (AS) herhangi bir yakınma ile başvurup KB yüksek bulunan olguların arasında HÖD ve hipertansif acil grubundaki olguların demografik ve klinik özelliklerini ortaya koymak; HÖD grubunda bulunan olguların bir aylık klinik gidişlerini izlemek ve analiz etmektir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma Üniversite AS'inde ileriye yönelik gözlemsel klinik çalışma olarak üç aylık bir dönemde yapıldı. 10 dakika arayla yapılan iki ölçümde, KB 140/90 mmHg ve üzerinde olan hastalar çalışmaya alındı. Diyastolik KB değeri 115 mmHg üzerinde olan ve hedef organ hasarı olmayan hastalar HÖD grubu olarak tanımlandı. HÖD grubundaki hastaların idrar analizleri, böbrek fonksiyon testleri, EKG ve akciğer grafileri kaydedildi. Hastalara 1 ay sonra ulaşıldı; bu süre içindeki yakınmaları ve poliklinik başvuruları sorgulandı. Bulgular: AS'e başvuran tüm olguların %2.9'unda (n=276) KB yüksekliği saptanmıştır. Bu 276 hastadan 46'sı (% 16.6) hipertansif acil, 77'si (% 27.8) HÖD, 153' ü (% 55.4) basit KB yüksekliği olarak gruplandırılmıştır. Hipertansif acil grubunda yaş ortalaması 68.8±13.8 (aralık:27-94), HÖD grubunda ise yaş ortalamasının 58.8±12.6 (aralık: 34-83) olduğu saptandı. HÖD grubunda, baş ağrısı (n=21 ,%27.3), hipertansif acil grubunda ise göğüs ağrısı (n=12, %26.1) ve nefes darlığı (n=12, %26.1) en sık başvuru nedenleri idi. HÖD grubundaki 77 hastadan 49'una (%63.6) AS'te KB yüksekliğine yönelik tedavi verilmiştir. HÖD grubunda bir hafta sonra 34 (%44.1) hastanın poliklinik başvurusu olduğu saptandı. HÖD grubundaki olgulardan 19'unun (%24.7) bir aylık izlemde semptom tanımladığı saptandı. Sonuç: AS'e KB yüksekliği ile başvurularda baş ağrısı en sık yakınmadır. AS'e kan basıncı yüksekliği ile gelen hastaların büyük kısmı önceden hipertansiyon tanısı almışlardır. Hipertansif acil grubunda en sık başvuru nedenleri göğüs ağrısı ve nefes darlığıdır. HÖD olgularının büyük bir kısmı AS'te basit önlemler, ilaç tedavisi ve yakın izlem ile yönetilebilmektedir. Introduction: The objective of this study is to delineate demographic and clinical characteristics of patients found to have high blood pressure (BP) values in the emergency department (ED) and eventually diagnosed with hypertensive urgency (HU) and hypertensive emergency (HE). The second aim is to investigate and analyze one-month follow-up data regarding the cases with HU. Material and Method: This prospective clinical observational study was conducted in a University-based ED in three months period. All consecutive adult patients with a BP level above 140/90 mmHg with a proper technique were recruited for the study. Data sheets were filled in by emergency physicians on duty. Patients with diastolic BP higher than 115 mmHg without any documented end-organ damage were assigned to HU group. Findings in urinalysis, renal function tests, ECG and chest X-rays were noted and analyzed. Patients in HU group were contacted at the end of one month and interrogated if their symptoms had been persisting and if they had come to the hospital for follow-up. Results: High BP levels in at least two separate measurements were documented in 276 patients in the three-month study period. Among these, 46 (16.6%) were classified as HE, 77 (27.8%) HU, and 153 (55.4%) as simple transient high BP. Mean age in HE and HU groups were 68.8±13.8 and 58.8±12.6, respectively. Patients in HE group were observed in the ED for longer periods when compared to HU group. Headache was the most common symptom (n=21, 27.3%) in patients with HU, while chest pain (n=12, %26.1) and shortness of breath (n=12, %26.1) were the two most common complaints in the HE group. Systolic BP values were similar in the two groups, whereas mean diastolic BP in HU group was found to be higher than HE group (p=0.014). Thirty-four patients (44.1%) in HU group had revisited the hospital for follow-up examination after one week. In this group, 19 (24.7%) patients reported at least one complaint in one-month follow-up phone inquiry. Conclusion: A myriad of different complaints can be reported by patients admitted to the ED and found to have high BP, with headache being the most common. Emergency physicians need to have a high index of suspicion for end-organ damage in these patients, and have a low threshold to employ adjunctive tests to complete necessary workup and examination. Most patients can be managed in an outpatient basis in the ED with simple interventions, drug therapy, close follow-up and be discharged from the ED. Patients in HU group without any end-organ damage can be safely discharged with oral treatment and follow-up recommendations.
Bibliography:TTIP
ISSN:1304-7361